Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

seçim yapmak

  • 1 seçim yapmak


    хэдзын, хэхын

    Малый турецко-адыгский словарь > seçim yapmak

  • 2 yanlış seçim yapmak

    v. mischoose

    Turkish-English dictionary > yanlış seçim yapmak

  • 3 seçim

    seçim POL Wahl f; Auswahl f; BIOL Selektion f, Auslese f;
    seçim çevresi Wahlbezirk m;
    seçim hakkı Wahlrecht n;
    seçim hücresi Wahlkabine f;
    seçim yapmak wählen

    Türkçe-Almanca sözlük > seçim

  • 4 seçim

    вы́бор (м) отбо́р (м)
    * * *
    1) выбор, отбор, селекция

    seçim yapmak — избирать, выбирать

    milletvekili seçimi — выборы депутата, члена турецкого парламента

    Türkçe-rusça sözlük > seçim

  • 5 seçim propagandası yapmak

    v. electioneer, go on the stump, take the stump, stump

    Turkish-English dictionary > seçim propagandası yapmak

  • 6 seçim propagandası yapmak

    to electioneer

    İngilizce Sözlük Türkçe > seçim propagandası yapmak

  • 7 ara

    "1. distance (between two things). 2. time between two events, interval. 3. relations (between people). 4. break (in a game); interlude; intermission. 5. space, spacing. 6. time, point in time. 7. intermediary, intermediate. -da during the intervening time: Pazartesi ve cumartesi günleri gelir; arada hiç gözükmez. He comes on Mondays and Saturdays; on days other than these he´s not to be seen. -dan in the meantime, meanwhile, during the intervening time: Aradan on gün geçmişti. In the meantime ten days had gone by. -sına 1. between. 2. among. -sında 1. between. 2. among. -sından 1. from between. 2. from among. 3. through. -ları açık. They are not on friendly terms./Their friendship is broken. -ları açılmak to be on strained terms. -larını açmak /ın/ to spoil (their) friendship, create a rift (between). -larına almak /ı/ to let (someone) join one´s group. -da bir from time to time, now and then. -larını bozmak /ın/, - bozmak to destroy the friendship (between or among). -ları bozulmak to be on strained terms. - bölge buffer zone. -larını bulmak /ın/, - bulmak to reconcile, settle a dispute (between). -da çıkarmak /ı/ to get (something) done when one has a spare minute, get (something) done in a spare minute, squeeze (something) into one´s schedule (said of a task done while one is in the midst of other work). -dan çıkarmak /ı/ to get (something) done, get (something) over with (so that one can get on with other work). -dan çıkmak 1. (for a pestiferous person) to absent himself/herself, leave. 2. (for a task) to be done, be over with, be finished (so that one can get on with other work). -larında dağlar kadar fark var. colloq. They are as different as black and white./They are as different as chalk and cheese. - devlet buffer state. - duvar partition, dividing wall. -larını düzeltmek /ın/ to reconcile. -sı geçmeden without delay, while the situation is still fresh. -larına girmek /ın/ to work to reconcile (two people or two parties). -ya girmek 1. to work to reconcile two people. 2. (for something unexpected) to interfere suddenly with the work in hand. -ya gitmek 1. to go to waste. 2. to be lost in the confusion. -sı hoş olmamak /la/ 1. to be on bad terms with. 2. to dislike (something). -da kalmak to suffer for mixing in a dispute between others; to be caught in the middle in an argument. -larında kan olmak to have a blood feud (between). - kapı communicating door. -larından kara kedi geçmek/-larına kara kedi girmek to be cross with each other. - kararı provisional decision (of a court). -larına karışmak /ın/ to mix (with). -larında karlı dağlar olmak to be far apart, be very different. -da kaynamak to pass unnoticed, get lost in the shuffle. -ya koymak /ı/ to ask (a third person) to mediate. - limanı port of call. - mal semifinished goods. - seçim by-election. - sıra/-da sırada now and then, from time to time, occasionally. -ya soğukluk girmek to have a coolness arise in a friendship. -sı soğumak /ın/ to lose its importance with the passage of time. -sını soğutmak /ın/ to delay (a thing so that it is forgotten). -yı soğutmak (for a friendship) to cool off. -larından su sızmamak to be very close friends. - vermeden/vermeksizin continuously. - vermek /a/ to take a break (from), stop doing (something) for a while. -ya vermek /ı/ to waste. -ları yağ bal olmak to be intimate friends. -yı yapmak 1. to become friends again, make up. 2. to reconcile friends who have quarreled."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ara

См. также в других словарях:

  • seçim yapmak — seçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • seçim — is. 1) Seçme işi 2) huk. Kanunlar, yönetmelikler uyarınca kanun koymak ve yönetmek için bir veya daha çok aday arasından belli birini veya birkaçını seçme, intihap Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • genel — sf. 1) Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi Genel seçim. Genel tarih. 2) Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan Genel bir sıralama yapmak gerekirse denebilir ki dünyada en iyisi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mülakat — is., Ar. mulāḳāt 1) Buluşma, görüşme Mülakattan sonra da kendilerinin avdetine müsaade etmemek lüzumu bence tabii idi. Atatürk 2) Röportaj 3) Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»